Beypazarı Maden Suyu Bor İçeriği Hakkında...

İsviçre’nin Beypazarı maden suyunda "yüksek miktarda bor bulunduğu" gerekçesiyle maden sularının tüketilmemesini tavsiye etmesi, birçok kişinin maden sularındaki borun zararlı olup olmadığını merak etmesine sebep oldu.



İsviçre: “Maden suyunda sağlığa zararlı miktarda bor tespit edildi”

İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik İşleri Dairesi, insan sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle Beypazarı marka maden suyunun tüketilmemesi gerektiğini duyurdu. Sebebi, maden suyunda tespit edilen "yüksek seviyede" bor idi. İsviçre’de ürünü dağıtan BAK-SAN GmbH’nin ürünü toplatmaya başladığı belirtildi.

Yapılan analizlerde, Beypazarı maden sularındaki bor minerali miktarının en fazla değeri "1" mg olması gerekirken "2" mg olarak tespit edildiği, bunun sağlık açısından tehlikeli olduğu söyleniyor.

İsviçreli yetkililere göre bor, fetal gelişimi ve doğurganlığı etkiliyor, bu nedenle uzun vadede sağlık riski göz ardı edilemez.


Beypazarı Maden Suyu: “Maden suları uygun bor değerlerine sahip”

Beypazarı Maden Suyu, yaptığı açıklamada, iddiaları reddetti ve Dünya Sağlık Örgütü ve ABD Çevre Koruma Ajansı’nın belirlediği parametrelerin tamamında uygun değerler içinde olduklarını vurguladı. Firma, önceki yıllarda İsviçre akredite analiz laboratuvarı EUROFİNS’te yapılan bor analiz sonucunu da paylaştı. Bu analize göre maden sularında anormal bir bor değeri yok. (0,80 mg) Yalnız bu rapor 2022 tarihli. İsviçre ise 12 Aralık 2023 üretim tarihli bir maden suyunu inceledi. 


Bor tüketim sınırı kurumdan kuruma değişiyor

Maden sularının sağlıksız bulunma sebebi “yüksek miktardaki bor” olduğundan, bor bir anda günah keçisi ilan edildi. 

Bor, birçok gıdada doğal bulunan bir mineraldir. Esasında bize çok da yabancı değil, meyve sebzeden toprağa, soluduğumuz hava, su ve içeceklerde bor doğal olarak bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yetişkinlerin çoğu, yiyeceklerden günde yaklaşık 1 miligram (mg) bor alıyor. Önemli olan, ne kadar tükettiğimiz.

Birçok insan, günlük ne kadar bor tüketilmesi gerektiğini merak etti. Aslında bu sorunun kesin bir cevabı yok, çünkü her kurumun bor için belirlediği farklı bir referans var.

Bir kişinin günlük ya da litre başına tüketebileceği bor miktarı ülkelerin gıda güvenliği ve sağlık standartlarına bağlı olarak her sağlık otoritelerince düzenleniyor. Bu standartlar belirlenirken ülkenin coğrafi şartlarına bağlı olarak, sudaki mineral miktarı ve toplumun gıda alışkanlıkları gibi kıstaslardan yararlanılabiliyor.

Yani günlük bor tüketimi sınırı için uluslararası düzeyde bir standart olmamakla birlikte, referans olarak alınabilecek birkaç sağlık kuruluşu mevcuttur.


  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ): 2,4 mg/L (içme suyu için).1 - 13 mg/Günde (yetişkinler için günlük)
  • Avustralya Ulusal Sağlık ve Tıp Araştırmaları Konseyi4 mg/L (içme suyu için)
  • Avrupa Birliği: 1 mg/L (içme suyu için).
  • NIH20 mg/Günlük (yetişkinler için günlük). Bu da, İsviçre’deki analize göre 200 mL bir şişe maden suyunda yaklaşık 2 mg bor bulunduğu göz önünde tutulursa, günde 10 şişe maden suyu içilirse günlük sınırın aşılabileceği anlamına geliyor.
  • ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA): 4 mg/L (Günlük içme suyu)

İsviçre’nin maden sularında "2" mg değerinde tespit edilen bor miktarını fazla bulup geri göndermesi, Avrupa Birliği’nin kararını (1 mg/L) standart olarak kabul ettiklerini gösteriyor. Ancak Beypazarı Maden Suyu, referans olarak DSÖ ve EPA’yı (2,4 mg/L ve 4 mg/L) aldığından insan sağlığı için risk oluşturmayacak değerlere sahip olduklarını söylüyor. Yani maden suyunun “tehlikeli” ya da “sağlıklı” olup olmadığı, hangi kurumu baz aldığınıza göre değişiyor. Buradaki karışıklığın sebebi, bor tüketimi limiti konusunda uluslararası bir standart olmaması. 

Teyit’in ulaştığı Gıda Mühendisi Nurten Sırma, her ülkenin kendine göre gıda mevzuatı ve buna göre besinler için belirledikleri limitleri olduğunu yineledi.

Bor sağlığa zararlı mı?

Bilim dünyası borun insan vücudundaki rolüyle ilgili bir fikir birliğine varmış değil, olumlu ve olumsuz etkileri araştırılmaya hala devam ediliyor. Borun sağlığa zararlı olup olmadığı sorusunun kesin bir cevabı olmaması, işleri biraz karıştırıyor.

Bazı güvenilir sağlık otoritelerinin ve uzmanlarının görüşleri şöyle: 

Teyit’in ulaştığı Gıda Mühendisi Nurten Sırma, borun dozunda alındığı zaman vücudun ihtiyacı olan bir element olduğunu belirtti. Nurten Sırma, Türkiye topraklarının bor açısından bereketli olduğunu hatırlattı. Bu da, sebze meyve et gruplarında ve hatta içilebilir nitelikteki sularda da da bor bulunduğu anlamına geliyor. Fakat bu, satışa sunulan her ürün bor limitini aşıyor demek değil.


Avrupa Birliği’nin 2008’deki kararına göre sodyum boratlar ve borik asitler “üremeye olumsuz etkili zehirli maddeler” listesine alınmıştı.

ABD Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA) bor ile ilgili yayınına göre, borun insanlarda eser yani çok düşük miktarda alınması gerekli bir besin maddesi olduğu net bir şekilde kanıtlanmamış. Ama yine de bu yayında bazı önemli risklerden bahsediliyor. Yapılan çalışmalara göre düşük miktarda bor alımının hücresel fonksiyonu ve diğer besin maddelerinin aktivitesini etkileyebilir. Mesela borun D vitamini ve kalsiyum ile etkileşime girebileceği, östrojen metabolizmasını etkileyebileceği ve bilişsel işlevde rol oynayabileceği belirtiliyor.

Öte yandan NIH, birkaç bilimsel çalışmanın düşük miktarda bor tüketen kişilerin odaklanma konusunda daha fazla sorun yaşayabileceğini öne sürüyor. Düşük miktarda bor almak, kemik gücünü de azaltabilir.

Kızılay’ın 2022’de yayınladığı bir raporda yayınlanan makalede, Türkiye’de en yüksek bor seviyesinin Afyonkarahisar kaynaklı maden sularında, en düşük bor seviyesinin ise Giresun kaynaklı maden sularında bulunduğu kaydedilmiş. Makaleye göre günde yaklaşık 10 şişeden fazla tüketilmediği sürece, Türkiye'de maden suyu içerek Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği günlük üst limit aşılamıyor. DSÖ’nün belirlediği üst sınır, güvenli olarak kabul ediliyor ve doğal maden suyu ile bor alımının halk sağlığının iyileştirilmesine olumlu katkı sağlayacağı belirtiliyor (sf. 139-148).


Yani, borun olumsuz etkileri olabileceğini tamamen göz ardı edemesek de kesin bir tehlikeden bahsetmek güç. Şık’a göre maden sularındaki yüksek miktarlı bor içeriği, sağlık sorunu oluşturabilir. 

İsviçre’de yapılan analiz ne anlama geliyor? 

Teyit, İsviçre’de Beypazarı maden sularındaki bor minerali miktarının belirlenen değerden fazla olmasının ne anlama geldiğini, Gıda Mühendisi Nurten Sırma’ya sordu.

Nurten Sırma, birtakım parti mallarında limit üstü çıkmasının üretim hatası gibi değerlendirilebileceğini söyledi. Sırma’ya göre bu, her firmanın başına gelebilecek bir şey. Sırma’ya göre mühim olan bunun takip edilmesi, yeterli miktarda denetimin yapılması. 


Maden sularıyla ilgili geçmişte daha kötü senaryolarla karşılaştıklarını aktaran Sırma, başka maden suyu markalarında ağır metal riskinden dolayı ihraç edilen ürünlerin geri çağrıldığını hatırlattı. Nurten Sırma, bahsi geçen maden firması köklü bir firma ve uzun zamandır 27 farklı ülkeye ihracat yapıldığını belirtti. 

Kısacası, bor limiti aşımı belirlenen partideki bu mallar kullanılmayacak. Çünkü, borun yüksek alımının birtakım sağlık risklerine sebep olabileceği öngörülüyor. 

Daha sıkı bir denetlemeye ihtiyaç var

2010’da Türkiye’de 18 farklı bölgedeki maden suyunu inceleyen çalışma sonuçları, 18 maden suyu örneğinden 9'unun DSÖ’nün tavsiye ettiği 2,4 mg/L değerini aşan bir bor konsantrasyonuna sahip olduğunu gösteriyor. Beypazarı, bor sınırını aşan firmalar arasında değil. Güncel olmasa da bu makale, maden sularının güvenliği için daha sıkı bir denetleme ve izleme ihtiyacına işaret ediyor.


Sırma’nın aktarımına göre firmanın ürünleri geri çağırması şu anlama geliyor: Halk sağlığı için risk oluşturan bir durum söz konusuysa, üretici, o parti numarasını satış noktalarından geri çağırabiliyor. 

Gıda Mühendisi Bülent Şık da bu konuda denetim yetersizliği olduğuna da değindi. Maden suları ve içme suları ile ilgili periyodik kontrol-izleme çalışmaları Sağlık Bakanlığı sorumluluğunda.

Sonuç olarak İsviçre, yaptığı analizler sonucunda ülkesindeki sağlık otoritelerinin belirlediği bor limitinden fazla bor içerdiğini buldukları maden sularını, üretici firmaya iade etti. Çünkü bu, ülkenin belirlediği standartlara göre bir sağlık riski teşkil ediyor. Ancak her ülkenin belirlediği bor tüketim limiti farklı. Bu konuda uluslararası bir standart olmaması, “sağlıklı” ya da “sağlıksız” gibi kesin ifadeler kurmayı zorlaştırıyor. Güncel bilimsel veriler, ülkenizdeki sağlık otoritelerinin belirlediği miktardaki bor tüketiminin bir sağlık sorununa yol açmadığını gösteriyor. Yine de daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğu açık.


Özet

  • İsviçre, yaptığı analizler sonucunda İsviçre'de kabul edilen bor tüketim sınırından fazla miktarda bor içerdiğini belirttikleri maden sularını, üretici firmaya iade etti.
  • Beypazarı Maden Suyu, sağlık açısından uygun değerlere sahip olduklarını belirtti.
  • Buradaki karışıklığın sebebi, bor tüketimi limiti konusunda uluslararası bir standart olmaması.
  • İsviçre, bor için üst limiti 1 mg/L olarak belirlerken DSÖ 2,4 mg/L, EPA 4 mg/L olarak kabul ediyor. Ülkelerin sağlık otoritelerinin risksiz kabul ettiği bor miktarı birbirinden farklı.
  • Bilim dünyası borun insan vücudundaki rolüyle ilgili bir fikir birliğine varmış değil. Olumlu ve olumsuz etkiler araştırılmaya devam ediyor.
  • Literatüre göre borun insanlarda üreme sağlığını ve gelişimsel süreci olumsuz etkileme potansiyeli üzerine çalışmalar yeterli değil; ancak laboratuvar hayvanlarında yürütülen çalışmalarda olumsuz etki oluşturabileceğine dair bulgular var.
  • Uzmanlar, maden sularının güvenliği için daha sıkı bir denetleme ve izleme ihtiyacına işaret ediyor.



KAYNAK

https://teyit.org/dosya/beypazari-maden-sularinda-bor-bulundugu-iddiasi-neler-biliniyor?shrid=whatsapp


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geological Methods in Mineral Exploration and Mining / Roger Marjoribanks

Baz metal yataklarının uzaktan algılama ile belirlenmesine bir örnek: Hakkari güneyi…

Çatalçam (Soma-Manisa) Au-Pb-Zn-Cu cevherleşmesinin jeolojik, mineralojikpetrografik ve sıvı kapanım özellikleri

Tectonic Triggers for Postsubduction Magmatic-Hydrothermal Gold Metallogeny in the Late Cenozoic Anatolian Metallogenic Trend, Türkiye

Re-assessing the European lithium resource potential – A review of hard-rock resources and metallogeny