Aktif kömür madenleri yeşil enerji devrimin anahtarı olabilir:
ABD’de gözler kömür sahalarında, kömürün altında ve üstünde yer alan şeyl ve çamurtaşında
H. Zaremba -
27 Mayıs 2024
Dünya
çapında yenilenebilir enerji kapasitesi kurulumlarındaki büyük artışlar, önemli
nadir toprak elementlerine olan talebin hızla artmasına neden oluyor. Bu
malzemeler jeolojik olarak adlarından da anlaşılabileceği kadar nadir olmasa
da, halihazırda gelişmiş olan sınırlı sayıda tedarik zincirinin talebe
yetişmekte zorlanması nedeniyle üretimleri sınırlı kalıyor ve bunun sonucu
olarak fiyatlar hızla artıyor. Bu nedenle, nadir toprak elementleri için yeni
tedarik zincirlerinin kurulması sadece büyük bir ekonomik fırsat sağlamakla
kalmıyor, aynı zamanda mevcut piyasa kuruluşlarının bu temel temiz enerji yapı
taşları üzerindeki nüfuzunu birleştirmeye devam etmesine izin verme konusunda
da büyük riskler içeriyor.
Şu anda Çin,
nadir toprak elementi tedarik zincirlerine hakim durumda. Oxford Enerji Araştırmaları
Enstitüsü'ne göre Pekin, dünyadaki nadir toprak cevheri çıkarımının %70'inden
ve nadir toprak cevheri işlemenin %90'ından tek başına sorumludur. Üstelik Çin
hâlâ gezegendeki ağır nadir toprak cevherlerinin büyük ölçekli tek
üreticisidir. Ancak bunun nedeni yalnızca Çin'in bu cevherlere ilişkin zengin
doğal yataklara sahip olması değildir.
Oxford'un
raporuna göre, bu hakimiyet, onlarca yıldır süren devlet yatırımları, ihracat
kontrolleri, ucuz işgücü ve düşük çevre standartları ile gerçekleşmiştir. Çin,
dünya çapında tedarik zincirleri oluşturmak için onlarca yıl harcadı; enerji ve
endüstriyel nüfuzunu Asya, Afrika ve Latin Amerika'ya yayılan ve gelişmekte
olan pazarlara doğru genişletti.
Şimdi ABD,
kendi yenilenebilir enerji ihtiyaçlarının yanı sıra ordudan gelen önemli talep
için kendi yerli nadir toprak tedarik zincirlerini oluşturmak için büyük çaba
gösteriyor. Savunma Bakanlığı, 2020'den bu yana yerli nadir toprak elementi
tedarik zincirleri kurmak için 439 milyon dolardan fazla hibe verdi ve Enerji
Bakanlığı da ülkenin lityum endüstrisini başlatmak için milyarlarca dolar
harcıyor.
ABD, dünya
genelindeki önemli nadir toprak elementleri için tedarik zincirlerini
araştırıyor ve son yıllarda potansiyel ticaret anlaşmaları için Moğolistan,
Güney Afrika ve Meksika gibi ülkelere yönelerek kendi arzını güvence altına
alma çabalarını yoğunlaştırıyor ancak bunun kolay olmayacağını da görüyor. Örneğin
Çin, lityum zengini Latin Amerika'da yeşil enerji imparatorluğunu genişletmekle
meşgulken, ABD aynı pazara girmekte göreceli olarak zor zamanlar geçirdi.
Utah
Üniversitesi'ndeki araştırmacılar daha farklı bir kaynak üzerinde
araştırmalarını yoğunlaştırdılar. Araştırma ekibi, Colorado ve Utah'ın Uinta
kömür kuşağında şu anda faaliyette olan kömür madenlerinde nadir toprak
elementlerinin yüksek konsantrasyonlarını tespit ettiler. Teorik olarak bu,
hali hazırda aktif olan madenlerin çok az ek masrafla halihazırda çıkardıkları
cevherle birlikte nadir toprak elementlerini de çıkarmasına olanak tanıyabilir.
Çalışma
içerisinde yer alan Doç. Dr. Lauren Birgenheier, bu bölgelerde, nadir toprak
elementlerinin ince taneli şeyl birimlerinde, kömür damarlarının üstünde ve
altında bulunan çamurlu şeyllerde yoğunlaştığını ifade etti.
Amerika
Birleşik Devletleri, nadir toprak elementi pazarında rekabetçi olabilmek için
önemli bir yer edinirken, endüstriyel gelişme ve cevher zengini ülkelerle
anlaşma yapma diplomasisi açısından Çin'in hala yıllar ve milyarlarca dolar
gerisinde görünmektedir. Üstelik Pekin'e pazarda avantaj sağlayan düşük işgücü
maliyetleri, tek taraflı karar alma gücü ve gevşek çevre denetimiyle rekabet
edemektedir. Bu nedenle, Utah Üniversitesi tarafından test edilen ve ön
araştırmaları yapılan bu yenilikçi yaklaşımların, bu zeminin bir kısmının
yeniden kazanılması yönünde yeni bir yol açabileceği umudu yaratmaktadır.
KAYNAK
https://oilprice.com/Energy/Coal/Active-Coal-Mines-Might-Be-Key-to-the-Renewable-Revolution.html
Yorumlar
Yorum Gönder