ENERJİDE DÖNÜŞÜM: GELECEĞİN KRİTİK MİNERALLERİ

Okay Çimen

Nadir toprak elementleri (NTE), Ni, Co, Li, Ti, Mn, V, Nb, Ga ve Ge gibi yüksek teknoloji uygulamalarında uç ürün üretilmesi süreçlerinde girdi olarak kullanılması zorunlu olan kritik mineraller için uluslararası piyasada önemli seviyelerde tedarik riskleri bulunmaktadır. Günümüzde kritik minerallerin tedarikleri başta Çin olmak üzere sınırlı ülke (Endonezya, Brezilya, Güney Afrika, Kongo gibi) tarafından sağlanmaktadır ve bu durum yüksek teknoloji üreten ülkeler için ciddi bir tedarik riskini beraberinde getirmektedir. Örneğin, tüm dünyanın kritik mineraller özelinde Çin’e bağımlılığı %66 oranında iken, Avrupa Birliği’nin Çin’e bağımlılığı %44 seviyesindedir. Avrupa Birliği’ndeki Çin’e karşı olan daha az bağımlılığın sebebi tedarikçi ülkelerde çeşitlilik sağlanması amacını yansıtmaktadır ve 2011 yılından itibaren bu hedefle çeşitli adımlar atılmıştır.

Kritik minerallerin güvenilir ve kesintisiz tedariklerinin sağlanabilmesi amacıyla son 10 yıl içerisinde yüksek teknoloji üreten ülkeler (ABD, AB, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Kanada vb.) tarafından Ar-Ge projeleri yürütülmektedir. Bahsi geçen Ar-Ge projeleri birincil jeolojik kaynaklardan çevre dostu yöntemler ile kazanımı ve ömrü tükenmiş elektronik atıklardan geri dönüşüm faaliyetlerini kapsamaktadır. Tecrübe edildiği gibi siyasal gerilimler ve özellikle pandemi dönemi ileri teknoloji üreten ülkelerin ihtiyaç halinde bu hammaddeleri ‘kendi kendine yetebilme’ refleksi ile güvenilir şekilde kendi kaynaklarından temin edebilmesinin zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu amaçla, son yıllarda başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere ileri teknoloji üreten ülkeler yüksek ticaret hacimlerine sahip üretim faaliyetleri için elzem bileşenler olan kritik mineralleri listeler halinde yayınlamaya başlamışlardır. Küresel ısınma karşısında alınan önlemler karşısında 2050 yılına kadar hedeflenen sıfır karbon emisyonu projeksiyonu için gereken yeşil teknolojilere dönüşüm (batarya, yakıt hücreleri, rüzgâr tribünleri, fotovoltaik gibi) yakın gelecekte kritik hammaddelere olan talebi hızlı bir şekilde arttıracaktır. Örneğin, Li-iyon bataryaların üretiminde kullanılan Li, grafit, Mn, Ni ve Co’nun belirtilen tarihe kadar sırasıyla 40, 10, 2, 3 ve 10 kat kadar artması ön görülmektedir. Bahsi geçen bu artış şüphesiz şekilde ilgili hammaddelerdeki güvenilir ve kesintisiz tedarik zinciri problemlerini de beraberinde getirecektir. Buna ilaveten, kritik minerallerin uluslararası pazarda ciddi seviyede ticaret hacimleri (örn., Mg: ~7 milyar USD, Co: ~4 milyar USD) bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de savunma sanayi ve diğer ileri teknoloji uygulamalarında (elektrikli araç, rüzgâr tribünleri, fiber optik vb.) kullanılacak kritik mineraller için güvenilir ve kesintisiz tedarik zinciri kurulması gerekmektedir. Bu kapsamda, kritik minerallere (örn., Li, Ni, Co, grafit gibi) yönelik madencilik faaliyetleri uluslararası standartlarda geliştirilmeli ve bunun beraberinde madencilik ile birincil jeolojik kaynaklardan temininde zorlanılan kritik mineraller (örn., Tb, Dy gibi) için ise elektronik atıklardan (örn., Li-iyon bataryalar, NdFeB mıknatıslar) geri dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Enerjide dönüşüm, kritik mineraller, tedarik riski, yüksek teknoloji, Türkiye


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geological Methods in Mineral Exploration and Mining / Roger Marjoribanks

Baz metal yataklarının uzaktan algılama ile belirlenmesine bir örnek: Hakkari güneyi…

Çatalçam (Soma-Manisa) Au-Pb-Zn-Cu cevherleşmesinin jeolojik, mineralojikpetrografik ve sıvı kapanım özellikleri

ALACAKAYA (ELAZIĞ) MERMERİNDE GULEMAN OFİYOLİTİNİN MUCİZESİ

Tectonic Triggers for Postsubduction Magmatic-Hydrothermal Gold Metallogeny in the Late Cenozoic Anatolian Metallogenic Trend, Türkiye